Yanköşe’nin yeni edisyonu “Geleceğe Salınmak”

Kahve Dünyası’nın kâr amacı gütmeyen kamusal alanda güncel sanat projesi, Yanköşe’nin onuncu edisyonunda Sena Başöz’ün “Geleceğe Salınmak” isimli çalışması yer alıyor.

Çalışmada, Yapı Kredi Tarihi Arşivi “Selahattin Giz Koleksiyonu” fotoğraflarından kesip çıkarılmış, yeni kurulan Cumhuriyetin geleceğini temsil eden genç ve sağlıklı sporcu bedenleri yer alıyor. Eser, çoğunluğunu Selahattin Giz’in (1914-1994) çektiği, bir kısmını da topladığı 35.000 fotoğraf içeren Yapı Kredi Tarihi Arşivi “Selahattin Giz Koleksiyonu” fotoğraflarından kesip çıkarılmış sporcu bedenlerinden oluşuyor.

İlhamını Fransız sanatçı Yves Klein’ın Leap into the Void (Boşluğa Salınmak) isimli ikonik eserinden alan Geleceğe Salınmak, Cumhuriyetin kurulduğu dönemlerde çekilmiş fotoğraflardaki genç sporcuların havada, yer çekiminden özgürleştikleri anlarda çekilmiş bedenlerini, Yanköşe duvarlarında sanatseverlerle buluşturuyor.

Tarihte keskin kırılmalar bulunuyor

Sena Başöz, Eylül 2024’e kadar Yanköşe’de sergilenecek eserle ilgili şunları söylüyor: “Cumhuriyetin ilk yıllarında yapılan anıtlarda sık sık genç sporcu bedenleri yer alır. Ellerinde bazen bayrak, bazen meşale tutan bu genç, sağlıklı bedenler yeni kurulan cumhuriyetin geleceğini temsil eder. Resmi tarih anlatısı, güç kimin elindeyse o doğrultuda değişiyor, dönüşüyor. Neyi nasıl hatırladığımız, nasıl hafızalaştırdığımız bir sanatçı olarak ilgi alanıma giriyor. Bugünden geriye dönüp baktığımızda Türkiye Cumhuriyeti tarihi keskin kırılmalarla dolu.

Bunların da kendine göre bir döngüsü var. Bu kırılmalarda geleceğin yükünü omzunda hisseden idealist gençler ağır bedeller ödedi. Farklı zaman dilimlerinden, çeşitli görüşlerden gençlerden bahsediyorum. Ben de fotoğraflardaki genç bedenleri geleceğin yüklerinden arındırmak istedim. Bilinmez bir gelecek karşısında gençliğin getirdiği cesareti vurgulamak istediğim için sporcuların havada, yer çekiminden özgürleştikleri anlarda çekilmiş bedenlerine yöneldim.”

Yaşam ile ölüm arası tek elle tutulur malzeme olan arşivlerle sık sık çalışan Sena Başöz çalışmalarında, iyileşmeyi araştırırken ulaşılmaz olanlarla etkileşime geçmenin ve donuk-ölü-zaman aşımına uğramış-kayıp kabul edilenleri deneysel olarak yeniden canlandırmanın yollarını arıyor. Sanatçının son dönem işleri bir arşiv olarak bedeni ve yeniden canlandırma aracı olarak hareketi araştırıyor.